PGT İle Genetik Tanı

PGD, tüp bebek uygulaması sırasında embriyoların genetik testi yapıldıktan sonra yalnızca sağlıklı olanların seçilip anneye transfer edilmesi işlemidir.

 

1)   PGD Genetik Test

PGD, tüp bebek uygulaması sırasında embriyoların genetik testi yapıldıktan sonra yalnızca sağlıklı olanların seçilip anneye transfer edilmesi işlemidir.

PGD işlemi çiftlerin daha öncesinde çocuklarının olup olmamasına bakılmaksızın, tüp bebek tedavisiyle başlamaktadır.  Anne ve babanın üreme hücreleriyle, dölleme işlemi gerçekleştirilir ve embriyo oluşturulur.  Oluşturulan embriyo, döllenmenin ardından 3 gün özel inkübatörler içerisinde gelişmeye bırakılır. Döllenmenin 3. gününde 8 hücreye bölünmüş olan embriyodan tek hücre biyopsisi alınır.  Alınan hücre biyopsilerinin genetik laboratuvarlarımızda gerçekleştirilen, DNA moleküler analizi sonucunda anormal bir genin olup, olmadığı net şekilde belirlenir.  Böylece embriyonun genetik sağlığı görülmüş olur. Özellikle tek gen sorunlarında PGD ile çok erken dönemde tanı konulabilmektedir.  Ayrıca embriyo döneminde kromozom fazlalığı ya da eksikliği gibi durumlar tespit edilir. Bu yöntemle tespit edilen anormal yapıya sahip embriyo, anne karnına transfer yapılmayacağı için tutunma olasılığında yaşamı boyunca çekeceği sıkıntılar en başında önlemiş olunur.

Genetik tarama işlemi cinsiyeti belirleyen X ve Y kromozomlarının ayrılmasına ve tek gen hastalıklarının (13,18 ve 21. Kromozomlar) belirlenmesine olanak sağlamaktadır. Test sonucunun güvenilirliği birçok anne ve baba adayını PGD tedavisi almaya yönlendirmektedir. PGD genetik yönden sağlıklı bebeğin belirlenmesinin yanı sıra tüp bebek tedavisi sırasında karşılaşılabilecek bazı olumsuzlukları da en aza indirmektedir.

PGD işleminin diğer faydaları:

  • Uygun olgularda tüp bebek uygulamasının başarısını arttırır.
  • Gebelik oranını arttırır.
  • Gebeliğin abortus (düşük) ile sonuçlanma riskini azaltır.
  • Gebeliğin tıbbi sonlandırılma gerekliliğini azaltır.
  • Çoğul gebelik oranını azaltır.
  • Tekrarlayan başarısız IVF denemelerinin getirdiği ekonomik ve psikolojik yükleri azaltır.
  • Bebeğin cinsiyeti belirlenebilmektedir.


 

PGD tedavisini düşünen anne ve baba adayları önce tüp bebek tedavisine başlar. İşlem süreci tüp bebek tedavisiyle aynıdır. Tek fark transfer günü öncesi embriyoların üçüncü gününde yapılan genetik testtir. Anne ve baba adayları PGD işlemi yumurta, sperm ve embriyo donasyonu tedavilerinde de kullanılabilen bit yöntemdir.

PGD ile tespit edilebilen kromozom bozuklukları:

  • Down Sendromu
  • Edwards Sendromu
  • Patau Sendromu
  • Klinefelter Sendromu
  • Turner Sendromu
  • Diğer tüm kromozom bozuklukları


2)   Kapsamlı Kromozom Taraması (NGS)

Tüp bebek tedavilerinde elde edilen embriyoların rahme başarılı bir şekilde transfer edilmesi son derece önemlidir. Fakat bazı durumlarda gebelik elde edilemeyebilir. Tedavide embriyo transfer edilmesine rağmen sağlıklı gebelik elde edilememesinin en önemli nedenlerinden biri, embriyolarda oluşan kromozom bozuklukları olarak belirlenmiştir. Tüp bebek tedavilerinde sağlıklı ve başarılı bir sonuç elde etmek için embriyoların detaylı bir şekilde analiz edilmesi ve kromozomal anormalliklerin tespit edilmesi gereklidir.

NGS yöntemi, embriyolarda kapsamlı bir şekilde kromozom tarama yapılmasını sağlayan ve yeni geliştirilmiş genetik analiz teknolojisidir. NGS yöntemi tüm embriyoların kısa bir süre içerisinde taranmasını sağlar. Hızlı ve detaylı bir tarama imkanı sunan NGS ile gebelik öncesi, kromozoma bağlı olan problemler teşhis edilir. NGS testi ile 23 kromozomun tamamı taranmaktadır.

NGS Tekniğinin Özellikleri Nelerdir?

NGS yöntemi ile kromozomal anormallikler taranarak belirlenir. Farklı kromozomal yapıya sahip iki ya da ikiden fazla hücre topluluğu içeren embriyolara “mozaik embriyo” denir. NGS tekniği ile mozaik embriyolar daha kolay tespit edilmektedir. NGS testi ile tespit edilen bu kromozomal anormallikler hassas ve detaylı bir şekilde tespit edildikten sonra tedavi planlamasına dahil edilerek süreç ilerletilir. Bugüne kadar uygulanan ve bilinen farklı PGT yöntemlerine oranla NGS yöntemi, yüksek yoğunluklu bir tarama alanı sağlayarak kromozomlarda meydana gelen sayısal değişimlerin yanında bazı genetik bozuklukların bile tespit edilmesine olanak sağlamaktadır.

NGS Tabanlı PGS ile Hangi Genetik Kusurlar Tespit Edilebilir?

Tüp bebek tedavisinde elde edilen embriyolar, sahip oldukları özellikler bakımından çeşitli kriterlere göre değerlendirilir ve gelişimsel özellikleri en iyi olan embriyonun rahme transferi sağlanarak sağlıklı sonuç elde edilmeye çalışılır. Embriyonun gelişimsel özelliklerinin klasik yöntemlerle mikroskop altında incelenmesi embriyonun kromozomal durumu hakkında net bir bilgi vermez. Bu bilgiye yalnızca PGS ile genetik tarama yapılarak ulaşılır. Embriyolar kaliteli bir yapıya sahip olsalar bile çeşitli kromozomal problemler içerebilir ve bu durum erken dönem düşükleri, gelişmekte olan fetüste bazı yapısal bozukluklar ya da embriyonun rahme tutunmaması gibi problemleri de beraberinde getirebilir.

NGS tabanlı bir yöntem olan PGS yönteminin kullanılmasının en temel amacı kromozomal olarak normal bir yapıya sahip olduğu tespit edilen embriyonun rahme tutunmasını artırmak, daha sonrasında gerçekleşebilecek düşük ihtimalini azaltmak ve sonuç olarak da çiftlerin sağlıklı bebek sahibi olma ihtimallerini artırmaktır.

PGS işlemi, anne adayından alınan yumurta ve baba adayından alınan spermin vücut dışında birleştirilmesi ile başlar. Oluşan embriyolardan gelişiminin 5. ya da 6. gününde blastosist aşamasındayken embriyoya zarar vermeden birkaç hücre biyopsi yapılarak alınır. Alınan bu hücreler 23 kromozom taraması için genetik laboratuara gönderilirken embriyolar dondurulur. Bu inceleme sonunda genetik yapısının sağlıklı olduğu tespit edilen embriyo ya da embriyolar rahim içi hazırlığının tamamlanmasının ardından transfer edilerek özellikle daha yüksek oranlara ulaşan gebelik sonuçları elde edilir.

Kısaca özetlemek gerekirse; NGS tabanlı PGS genetik bir tarama yöntemidir ve kromozomlardaki sayısal ve yapısal dengesizliklerin tespiti için kullanılabilir. Bununla birlikte PGS yöntemi ile özellikle ailesel geçişliliği olan tek gen hastalıklarını tespit edilemez.

NGS Uygulanabilen Hasta Grupları Kimlerdir?
NGS uygulanabilecek hasta grupları şu şekilde sıralanabilir;

  • Tekrarlı düşük yaşanması durumlarında,
  • 38 yaş üzeri anne adaylarında,
  • Şiddetli erkek kısırlığında,
  • Sebebi bilinmeyen kısırlık durumlarında,
  • Sürekli kendini tekrarlayan tedavi başarısızlıkları döngülerinde uygulanır.


 

Hızla gelişen bir alan olan NGS yöntemi sağladığı imkanlar ve süreç için kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı etkileriyle günümüzde birçok ülkede aktif olarak kullanılmaktadır.

NGS ile Preimplantaston Genetik Taramanın Avantajları Nelerdir?

Embriyolarda 23 kromozom taramasında kullanılan yeni bir genetik inceleme yöntemi olan NGS, bütün bir insan genomunun tek bir gün gibi kısa bir süre içinde hem sayısal hem de yapısal olarak inceleme ve dizileme imkânı sağlamaktadır. Bu yönüyle devrim niteliğinde bir teknolojiyi bize sunar. Geliştirilmiş NGS yöntemi diğer PGT yöntemlerine oranla mozaik embriyoları daha iyi tespit edebilir. NGS ile Preimplantaston Genetik Taramanın en büyük avantajları, geniş bir gen alanını hem sayısal hem de yapısal olarak hızlı bir şekilde taranabilmesine ortam sağlamasıdır. NGS yönteminin gen alanlarını sayısal ve yapısal olarak taramasının yanı sıra hata payının düşük olması ile daha kesin sonuç elde edilmesi, daha hızlı sonuçlara ulaşabilmek ve daha düşük maliyeti olması gibi avantajları da vardır. Bu yöntem ile aynı zamanda tek gen hastalıklarının incelenmesi ve HLA tiplemesi ile eş zamanlı 23 kromozom taraması da yapılabilir.

PGT İle Genetik Tanı
PGT İle Genetik Tanı

Bizimle iletişime geçin